Bebeğin suyunun azalması, tıp literatüründe oligohidramnios olarak adlandırılır. Asıl problem su azlığı sebebiyle olan komplikasyonlar değil su azlığının sebebidir. En sık sebep plasentayı besleyen anneden gelen kan damarlarındaki yetersizliklerdir. Beraberinde bebeğin haftasına göre ölçülerinin de geri kalması eklenirse bebeğin anne karnındayken yakın takibi yapılmalı ve duruma göre doğum zamanı bebeğe bırakılmamalıdır.
Bu durum beslenmeyle veya dışarıdan müdahalelerle düzelemez. Bunun dışında bebeğin suyunu oluşturan sıvının bebeğin yaptığı idrar olduğu bilindiği için bebeğin idrar yollarında tıkanıklık, organ anomalileri düşünülmelidir. Anne adayları amniyon sıvısı hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Oligohidramnios teşhisi konan anne adaylarının doktor kontrolünde dikkatle takip edilmesi çok önemlidir.
Bebeğin Suyunun Azalması (Oligohidramnios)
Bebeğin suyunun azalması, tıbbi adıyla oligohidramnios, amniyon sıvısının normalden düşük seviyede olmasıdır. Ancak asıl problem su azlığı sebebiyle olan komplikasyonlar değil su azlığının sebebidir Miktarı Ultrason ölçümüyle değerlendirilir. Yaygın olarak amniyotik sıvı indeksi (AFI) veya en derin cep ölçümü yöntemleriyle yapılır. Eğer AFI 5 cm’nin altında ya da en derin cep ölçümü 2 cm’den az ise oligohidramnios tanısı konur.
Hamile kadınların yaklaşık %4’ünde görülen bu durum, gebeliğin her döneminde ortaya çıkabilse de en sık son trimesterde tespit edilir. Suyun azalması bazı durumlarda ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir ve bebeğin gelişimini etkileyerek gebelik kaybı riskini artırabilir. Bu nedenle, erken tanı ve düzenli doktor kontrolleri büyük önem taşır.
Amniyon Sıvısı Nedir?
Amniyon sıvısı, gebelik boyunca rahimdeki bebeği çevreleyen ve onun gelişimi için hayati önem taşıyan bir sıvıdır. Hamileliğin erken dönemlerinde büyük oranda elektrolit içeren su formunda bulunur. İlerleyen haftalarda proteinler, karbonhidratlar, lipitler ve üre gibi farklı molekülleri de içermeye başlar.
Amniyon sıvısının üretimi, amniyon kesesi oluşur oluşmaz başlar. İlk trimesterde, bu sıvının temel kaynağı anne tarafından plasenta aracılığıyla sağlanan sıvılardır. Gebeliğin ikinci yarısından itibaren ise bebeğin idrarı, amniyon sıvısının ana bileşeni haline gelir. Normalde idrar, vücut için zararlı maddeler içerse de, anne karnındaki bebek için amniyon sıvısı içinde bu durum söz konusu değildir.
Amniyon Sıvısının Önemi Nedir?
Anne adaylarının hafta hafta gebelik sürecinde amniyon sıvısı önemli işlevler sağlar:
- Koruma: Amniyotik sıvı, bebeği dış etkenlerden, özellikle de annenin düşmesi gibi durumlarda oluşabilecek yaralanmalara karşı korur.
- Hareket Özgürlüğü: Sıvı, bebeğin hareket etmesine olanak tanır. Kas-iskelet sağlıklı gelişmesini destekler.
- Göbek Kordonunun Korunması: Amniyon sıvısı, göbek kordonuna baskı yapılmasını engeller.
- Sıcaklık Düzenleme: Amniyon sıvısı, bebeğin vücut sıcaklığını sabit tutarak, aşırı sıcaklık dalgalanmalarına karşı koruma sağlar.
- Gastrointestinal Sistem Gelişimi: Bebeğin amniyotik sıvıyı yutması, gastrointestinal sisteminin gelişimine yardımcı olur.
- Akciğer Gelişimi: Fetüs, anne karnında solunum hareketlerini yapmaya başladığında, amniyon sıvısını akciğerlerine alıp verir.
- Enfeksiyona Karşı Bariyer: Amniyon sıvısı, fetüsü enfeksiyonlardan koruyan bir bariyer görevi görür.
- Genetik Bozuklukların Tespiti (Amniosentez): Amniyotik sıvı, fetal hücreler içerdiğinden, bu sıvının analizi, genetik bozukluklar hakkında bilgi sağlayabilir.
Gebelikte Suyun Azalması Belirtileri
Gebelikte amniyon sıvısının azalması çoğu zaman herhangi bir belirti göstermez ve genellikle ultrason muayenesi ile tespit edilir. Bazı durumlarda, suyun azalması belirli işaretler verebilir:
- Bebek Hareketlerinde Azalma: Amniyon sıvısının azalması, bebeğin hareketlerinde bir azalmaya yol açabilir.
- Erken Membran Rüptürü ve Vajinal Sulu Akıntı: Eğer suyun azalması, erken membran rüptürüne bağlı olarak gerçekleşiyorsa, vajinal bölgede sulu bir akıntı görülebilir.
Bu tür belirtiler fark edildiğinde, anne adaylarının mutlaka doktorlarına danışmaları gerekmektedir. Uzman bir doktorun değerlendirmesi, doğru tanı ve tedavi için önemlidir.
Bebeğin Suyunun Azalmasının Riskleri Nelerdir?
Amniyon sıvısı, bebeğin gelişimi ve korunması için kritik öneme sahiptir. Bebeğin hareket etmesine yardımcı olur, darbelere karşı koruma sağlar ve akciğer gelişimi gibi önemli fonksiyonları destekler. Suyun azalması, bu koruyucu etkilerin kaybolmasına ve çeşitli risklerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
- Gebeliğin Erken Döneminde Suyun Azalması:
Gebeliğin erken döneminde amniyon sıvısının azalması, organ gelişimi üzerindeki baskılar nedeniyle doğum kusurları, düşük ya da ölü doğum riskini artırabilir. Akciğer gelişim bozukluklarına yol açabilir ve fetüsün solunum problemleri yaşamasına neden olabilir. Erken dönemde suyun azalması genelde anatomik veya genetik bozukluklarla ilişkilidir.
- Gebeliğin İleri Döneminde Suyun Azalması:
Gebeliğin ileri dönemlerinde suyun azalması, erken doğum riskini artırır ve bebeğin pozisyonunun bozulmasına yol açarak doğumu zorlaştırabilir. Amniyon sıvısının yetersizliği, göbek kordonuna baskı yaparak oksijen ve besin tedarikinde kesintilere sebep olabilir.
Oligohidramnios Takibi ve Tedavisi
Oligohidramnios tespit edilen gebelerde, fetüsün sağlığını değerlendirmek için detaylı ultrason muayenesi yapılmalıdır. Olası fetal anomalilerin ve fetal büyüme geriliğinin tespiti için gereklidir.
Oligohidramniosun kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Suyun azalması, gebeliğin 36-37 haftalarında tespit edilirse, genellikle bebeğin doğumunun gerçekleştirilmesi en güvenli seçenek olarak kabul edilir. Doğum sonrası, amniyon sıvısı az olsa bile, anne ve bebek sağlıklı olabilir. Herhangi bir ek sorun varsa doktor tarafından daha dikkatli bir izleme ve müdahale gerekebilir.

